25 yaşındayım, İstanbul'da yaşıyorum ve hayatımın en belirsiz döneminde (okul bir yandan, işsizlik bir yandan, ailedir akrabalardır hiç katmıyorum bile) bir de aşk acısı olmazsa olmaz dedim. Herkesin derdi kendine büyük görünür biliyorum ama elbet vardır benimle benzer sıkıntıları olanlar. Kimine göre saçma kimine göre önemli sayılabilecek bu sorunlar yüzünden bileklerimi dikine kesmek yerine dalga geçmeye çalışarak içimi dökmeyi tercih ettim. Ne bileyim, belki aynı şeyleri yaşayanlar okuyup benim için de bi' küfür sallarlar o adamlara, ya da ben saydırmışımdır okuyanın içini ferahlatırım, kıyamadığından arkasından küfür bile edemezsin ya bazen, onlar için diyorum işte... Çok da belirgin anlatmamak lazım adamları, zaten gereksizce şişkin olan egoları daha da şişirmek intihar olur. Üstü kapalı göndermeler en güzeli en tatlısı, hem herkes kafasında kendi öküzünü o hikayeye yerleştirebilir. Kağıttan bebek giydirmek gibi. Sonra da o kağıtları toparlayıp yakar, önümüze bakarız.
Frida ve Diego çifti
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder